Geçen hafta Kadın Caz Vokalleri ile başladığımız Caz Tarihi’ne, kronolojik sıralamaya uyarak Dixieland (New Orleans, Early) Caz’ı ile devam ediyoruz. Umarım beğenirsiniz.
Açıkça konuşmak gerekirse klasik Caz eserlerinden çok fazla hoşlanmam, ne Swing ne de Dixieland. Fakat tarihsel sürecini ve toplumsal etkilerini gözardı edebilmek mümkün olmadığından dolayı incelenmesi gerekiyor.
Dixieland terimi, güneyde en çok kullanılan 10 doların Fransızca’da ki söyleminden gelmekte. Kuzeyde, güneylileri aşağılamak için kullanılan bu terim, güneyde tam tersine bir etki yaratmış ve geniş bir kitle tarafından kullanılmaya başlanmasından dolayı, tür de bu isimle anılmaya başlanmıştır.
New Orleans, bir liman şehri olmasından dolayı çok fazla insan tarafından ziyaret edilir. Aynı şekilde siyah ayrımcılığının, diğer eyaletlere göre daha az olduğu Louisiana, Blues ve Ragtime’a ev sahipliği de yapmaktadır. Bu kadar aktif olan bir şehirde insanlar eğlenmek için yeni yollar ararlar ve tam olarak bu noktada Caz ortaya çıkar. Siyahların görece daha rahat bir yaşam sürmeleri, kültürlerini taşı toprağı altın Amerika’nın karmakarışık kültürüyle birleşmesini sağlamıştır.
Siyahların Afrika’dan hiç bir eşyalarını getiremedikleri sömürü düzeninin, yoksulluğun, acının basit bir şekilde dışa vurumu olan Blues’da, ne kadar az müzik aleti varsa (mecburiyetten) Caz’da ise tam tersine bir o kadar müzik aleti vardır. Genellikle gruplar Trompet, Trombon, Klarnet ve ritm kısmında bas, piyano, bateri gibi enstrümanları barındırır. Trompet, grubun solisti konumundadır, Trombon ise Trompetin altını doldurduğu kadar solo çalmaya da elverişlidir. Klarnet gruplar süsleme olarak kullanılmaktadır, Ritm kısmı da şarkının alt ve üst aralığı belirleme görevini icra eder. Yani bir bakıma ritm bölümü ekmek, Trombon marul, Klarnet ketçap, Trompet ise köftedir 🙂
Klasik Caz, sanatçılara solo yapabilme fırsatını vermediğinden dolayı kısır bir dönemdir. İmprovize yapılacağı zaman da birlikte yapılması, yetenekli genç müzisyenleri çok da tatmin etmez. Zaten Dixieland’den sonra gelen Swing’i bitiren de bu olacaktır. Bu nedenlerden ötürü de dinlemesi kolay, hafif bir müziktir ama akılda kalmaktan çok dinlenildiği sırada zevk verir.
Trompet çalmanın zorluluğu nedeniyle bir süre sonra şarkı söylemeye başlayıp, Trompeti sadece sololarda kullanan Louis Armstrong, türün belki de en ünlü sanatçılarındandır. ABD’nin kültür elçiliğini yaptığı için Dünya’nın bir çok yerinde konser vermiş olan Armstrong, Caz’ı küreselleştiren en önemli simgelerindendir. Jelly Roll Morton, Earl Hines ve Bix Beiderbecke’de dönemin diğer önemli sanatçılarındandır.
19. yy’da ölülerini onurlandırmak için mezarlık yolunda müzik yapmalarından başlamıştır Caz. Dönüş yolculuğunda ise eğlenceli müziklerin çalınması hayatın devam ettiğini simgeler.
Koskocaman Louis Armstrong’un yasak olduğu için çaldığı konser salonuna arka kapıdan girdiği bir ülke düşünün. İşte bu nedenle Caz, siyahların verdiği savaşın bir cephesini oluşturmuştur. Bu konuya önümüzdeki yazılarda çok daha fazla değineceğimden çok fazla yazmıyorum ama dönemin özelliklerini göz önünde bulundurmamız gerekiyor bir müzik türünü incelerken.
İyi dinlemeler 🙂
No Comments