GEZİ

İş Gezisinin En Güzel Hali : Londra II

09 Eylül 2014

Trafalgar Meydanı’nda birinci kısmını bitirdiğim yazımın ikinci kısmıyla devam ediyorum 🙂

Bütün gün süren şansım tam ben Piccadilly Circus’a geldiğimde son buldu. Birden yağmaya başlayan yağmur yüzünden doğru düzgün bir fotoğraf çekemedim. Açıkçası fotoğraflardan gördüğünüz gibi bir yer olduğunu söyleyebilirim. Yani öyle gitmenizin çok büyük bir önemi olmadığı yerlerden birisi. New York’un Times Meydanı varsa Londra’nın Piccadilly Circus’u var 🙂

Gezi fotoğrafının sadece önemli yerleri “cherry picked” noktalardan fotoğraflamak değil, insan hallerini de incelemek olduğuna inanırım. Bu nedenle dediğim gibi yolculuğum boyunca bir çok yeri görme şansına sahip oldum. Bunlardan birisi benim çok hoşuma giden bir fotoğrafı çektiğim sokak.

IMG_6296

Diğeri de daha önce hiç duymadığım Admiralty Arch.

Londra Admiralty Arch

Bütün bunları hava kararmadan yaptığım için köprüleri gezmeyi planladım. Açıkçası şu an ki aklım olsaydı en azından Tower Bridge’i sabah saatlerine bırakırdım çünkü tripodu taşımaya üşendiğimden fotoğraflarım yeteri kadar keskin ve güzel olmadı.

Köprü gezisi Londra’nın bir çok noktasını görebileceğiniz için önerebileceğim bir yürüyüş. Yol boyunca eğer biraz da içerilere doğru girerseniz St. Paul Katedrali’ni, Tate Modern’i, Büyük Yangın anısına yapılmış The Monument’i görebilirsiniz. Zaten St. Paul Katedrali siz hangi köprüde olursanız olun bütün heybetiyle kendisini gösteriyor. Ayrıca Londra’ya giderken Tate Modern’de hangi serginin olduğunu öğrenmenizi tavsiye ederim.

St. Paul Katedrali

Akşam saatlerinde turistik yerler veya mekanların dışında çok sakinleşiyor şehir. Eğer tek başınızaysanız dikkat etmenizi öneririm. Ne kadar paranoya düzeyinde güvenlik kamerasıyla kayıt altına alınıyor olsa da, şehrin özellikle kuzey tarafında güvenlik sorunlarından bahseden yazılar okumuştum. Gerilmeye gerek yok, bütün metropollerde başınıza bir şey gelmesinin olasılığı neyse Londra’da da o kadardır ne eksik ne fazla. Ama yine de köprü gezisini sabah yapmak için başka bir nedeniniz daha var 🙂

Tower Bridge

Tower Bridge’den kaldığım otele çoook uzun bir yolu katettikten sonra günü güzel bir Kirin ile sonlandırdım. Herhalde Londra’da en çok istediğim şey olan Trooper’ı hiç bir yerde bulamadığım için başka biralarla yetinmek zorunda kaldım. Ne yaparsanız yapın ama Londra’da bir puba girmeden dönmeyin. Londra’daki bar kültürünün Türkiye’dekinden çok farklı oluşu bu mekanları ilgi çekici kılıyor (özellikle insan sesini bastırmak için müziğin sesini deli gibi açmayan publar takdire şayan)

Yazdıkça aslında ne kadar çok şey gördüğümü farkettiğim bir gezi oldu benim için Londra. Dünyanın en çok turist çeken şehrinde yapılacak görülecek gerçekten çok fazla şey var.
3. ve son yazımla çok yakında yine burada olacağım. Bekleyin 🙂

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply