Hepimiz başkalarının ne yaptığını merak eder dururuz. Bunun için sosyal medyanın kölesi olmuş ve neredeyse yazılı ve görsel basının lokomotifi haline gelmiş paparazziliği yaratmış durumdayız. Bunu kötü bir şey olarak demiyorum tabii ki, sadece insan hallerini gözlemlemekten bir çok nedenden dolayı hoşlandığımızı söylüyorum. Belki de Sokak Fotoğrafçılığı ‘nın bu kadar bilindik ve popüler bir dal haline gelmesinin nedenlerinden biri budur.
Dünyanın bir çok yerinde bir çok fotoğrafçı, kanunlar çerçevesinde, Sokak Fotoğrafçılığı ‘nı profesyonel veya amatör olarak yapmakta. Yakalanma ve zarar görme korkusundan sıyrılabilen herkesin çalışmalarının başarılı olmasının önünde bir engel olmadığı için de çok farklı tarzda eser görebilmekteyiz. Diğer dallardaki gibi kurallar içinde yürümeyen, daha çok özneye yaklaşma ve fotoğraflama yöntemlerinin ve kadraj kurabilmenin üzerine kurulu bir dal olduğundan dolayı da anlık bir şeydir. Aynı noktada saatler boyunca bekleyebilirsiniz ama aynı öznenin aynı noktada bir daha bulunmasının imkanı olmadığı için reflekslerinizin ve algınızın kuvvetli olması gerekiyor.
Eğer Sokak Fotoğrafçılığı ‘na ilgi duyuyorsanız ama korkularınız aşamıyorsanız, öncelikle “hipshot” yöntemini kullanabilirsiniz. Hipshot fotoğraf makinesinin vizörü kullanılmadan, bel hizasında tutulup fotoğraf çekilmesine denilir. Bu sistemi geliştirmek için bol bol fotoğraf çekmenizi ve geniş açılı lens kullanmanızı önerilmektedir, çünkü özneyi farkedip fotoğrafını çekeceğiniz ana kadar olan sürede büyük ihtimalle konumu değişmiş (daha büyük ihtimalle size yaklaşmış) olacağından, öznenizi yakalama ihtimaliniz geniş açılı lenslerde daha fazladır. Ayrıca geniş açılı lensler perspektiflerinden dolayı izleyeni daha fazla içine çekmektedir. Bu da sokağın atmosferini daha fazla yansıtabilme şansını verir. Ayrıca makinenizin auto focus özelliğini kullanacaksanız düşük diyafram ve yüksek enstantane kullanmanız yukarıdaki nedenlerden dolayı işinize yarayacaktır. Eğer manual focus özelliğini kullanacaksanız, bulunduğunuz konumdan çekeceğiniz nokta arasındaki uzaklığı tahmin edebilmek için çok fazla alıştırma yapmalısınız.
Denemek isteyenlere bir kaç ekstra bilgi :
- Biraz sınır ihlali ve özel hayata tecavüz olarak görülse de kanun dışı bir eylem olmadığı için kamusal alanlarda fotoğraf çekmeniz yasak değil. Özel mülklerde ise mülkün sahibi fotoğraf çekmenize izin vermeyebilir.
- Olabildiğince gizli çekmeye özen göstermeli, buna rağmen yakalanırsanız mümkün olduğunca pozitif bir şekilde davranmalısınız.
- Sizden fotoğrafını silmenizi isterse buna mecbur değilsiniz, ama dava açtığı takdirde hakimin nasıl bir şekilde davranacağı hakkında kesin bir yargıya varamazsınız.
- Karşınızdakini rencide edecek bir fotoğraf çekmeniz veya çektiğiniz fotoğrafı rencide edecek şekilde düzenlemeniz kesinlikle suçtur.
- Çektiğiniz fotoğrafları yayınlayabilir, düzenleyebilir ve satabilirsiniz. Ama reklam amacıyla kullanabilmeniz için fotoğrafladığınız kişiden izin almalısınız.
- Güvenliğiniz en önemli şeydir. Fotoğraflayacağınız bölgede kendinizi güvende hissetmeyecekseniz bir tanıdığınıza bilgi vermeniz çok önemlidir veya gitmemeniz en doğrusudur.
- Cektiğiniz fotoğrafları mahkeme emri olmadan kimseye, polise dahi, göstermek zorunda değilsiniz. Ama bu sizi gözaltına almalarına engel değildir. Bu yazdığımın Türkiye’de gerçekleşip gerçekleşmediği hakkında bir bilgim yok, fakat güvenlik gerekçesiyle kimlik kontrolü sırasında alıkonma ihtimaline karşı dikkat etmenizi öneririm.
- Fotoğrafçıların çok büyük bir kısmı 50mm ve 35 mm kullanıyor olsa da 24mm gibi geniş açı kullanan fotoğrafçılar da var. İlk başlarda yeni ekipman almak yerine kendinizi elinizdeki ekipmanlarla geliştirmenizi daha sonra işinize yarayacak olan lensi seçmenizi öneririm.
Henri Cartier Bresson’dan Boogie’ye, Bruce Davidson’dan Bruce Gilden’a sürekli değişen, kendini yenileyen ve her gün biraz daha farklılaşan dünyanın hiç dikkat etmediğimiz, ilgimizi çekmeyen detaylarını gözümüze sokan bir dal Sokak Fotoğrafçılığı. Tarih sadece kitaplarda değil, hemen vizörün önünde.
No Comments